Bir zamanlar, renkli ve neşeli bir ormanda, minik bir tavşan olan Pofik yaşardı. Pofik’in tüyleri yumuşacık ve *pof pof pof* diye zıplarken sesi de *hop hop hop* olurdu. Pofik, çok neşeliydi, ama en çok sevdiği şey arkadaşlarıyla oynamaktı. Onlar arasında Minik, Mırmır ve Pırlanta adında dört tatlı hayvan daha vardı.

Bir gün Pofik, ormandaki gökyüzüne baktı. Mavi, beyaz bulutlar *vız vız vız* uçuyordu. O da arkadaşlarından yardım istedi. “Hadi arkadaşlar, birlikte güzel bir oyun oynayalım!” diye seslendi. Hepsi coşkuyla cevap verdi: “Evet, evet!”

İşte o zaman, arkadaşlar *tık tık tık* durdular ve büyük bir sevgiyle el ele tutuşup yeni bir oyun buldular. Oyunumuzda, renkli taşları topladık. Kırmızı, sarı, mavi, yeşil taşlar. İlk önce, en büyük taşları *fış fış fış* suyla yıkadılar. Sonra da, taşları renklerine göre dizdiler: kırmızı en solda, sarı ortada, mavi sağda…

Pofik dedi ki, “Daha çok taşlar toplamaya ne dersiniz?” Minik, sevgiyle gülümsedi ve ‘*şıp şıp*’ diye kulaklarını salladı. Pırlanta ise parmağıyla toprağı gösterdi: “Bizim ormanımızda çok güzel, büyük ağaçlar var!” dedi. Herkes çok mutlu oldu, çünkü doğayı sevip korumak önemliydi.

Bir gün, arkadaşlar macera sırasında bir çiçek bahçesi keşfettiler. Renkler *hop hop hop* dans eder gibi parlak görünüyordu. Minik, “Çiçekler bizim gibi renkli, değil mi?” dedi. Pırlanta da “Evet! Gizemli ve güzel çok şık!” diye onayladı. Bu güzel bahçedeki tüm çiçekler, *şıp şıp* suyla sulandı ve birlikte, *vız vız* arıların sesi altında, *mışıl mışıl* uykuya daldı.

Bir gece, gökyüzü *parlak yıldızlar* ile süslenmişti. Çocuklar ve hayvanlar, ay ışığı altında güzel bir uyku öncesi masalını dinlediler. Tüm orman, tatlı bir rüya gibi *mır mır* inanılmaz huzur ve sevgiyle doldu.

İşte böyle, arkadaşlar ve doğa arasındaki bu güzel bağ sayesinde, hep mutlu ve sevgi dolu yaşadılar. Her gece, yeni maceralara ve yeni renkli arkadaşlıklara hazırdılar. Günler geçtikçe, ormanın renkleri daha da parlak oldu ve herkes birbirine yardım ederek güzel bir dünya inşa etti.

Ve en sonunda, sevgi ve dostluk dolu bu masal bitip, tatlı bir ninniyle yumuşacık uykuya dalındı: *Lalala…* Tatlı rüyalarda, hep birlikte gülümseyerek uyuduk. Güzel rüyalar bizimle olsun! *Tık tık tık!*