Bir zamanlar, Renkli Renkli Renkler Ülkesi vardı. Bu ülke **büyük** ve **güzel**ydi. Her yer **renkli** ve **neşeliydi**. Orada küçük ve tatlı hayvanlar yaşardı: Minik Tavşan, Sevimli Sincap, Şirin Kedi ve neşeli Kuş. Hepsi birlikte çok **iyi arkadaşlardı**.
Bir gündü, Tavşan *hop hop hop* diye zıplıyordu. O, **sayıları** ve **renkleri** çok seviyordu. ‘Bugün en güzel **kırmızı** rengi bulalım!’ dedi. Hemen Sincap da ‘Evet! Kırmızı, **pof pof pof** gibi yavaş giden bir **araba** gibi güzel!’ diye cevap verdi.
Minik kedimiz Mırmır, **mışıl mışıl** uyurken, kuşlar **şıp şıp** suyu seyrederken, hepsi **el-ele tutuşup** yola çıktı. Yolda gürültüyle **tık tık tık** bir taş buldular. Taş, **parlak** ve **parıltılı** idi. ‘Bakın! **Kırmızı** gibi göz kamaştırıyor!’ dedi Tavşan.
İşte o an, Kuş uçtu ve **hop hop hop** diye elinde küçük bir **siyah** taş getirdi. ‘Benimki **siyah**! Çok güzel değil mi? **Şıp şıp** gibi suyun sesi gibi hafif ve **neşeliydi**.’ dedi. Bu sırada Sincap **pof pof pof** diye **kocaman** yapraklar arasında **şakır** şukur oynarken, Kedi **vız vız** gibi **neşeyle** miyavladı.
Üçü de farklı **renkleri** sevdi. Birlikte **paylaşmak** ve **dünyanın** ne kadar **güzel** olduğunu görmek istediler. Ellerini tutup, **sevinçle** bağırdılar: ‘En güzel renk **bizim**! Çünkü **birlikteyiz**.’ Onlar **güzel** ve **renkli** dünyayı paylaşırken, her biri **sabırla** diğerinin sevdiği şeyleri dinledi ve **dünyayı** daha **güzel** yaptı.
Bir gün, sular **fış fış** akarken, Minik Tavşan **zıp zıp** zıpladı ve dedi ki, ‘Hadi arkadaşlar, paylaşmayı ve **yardımlaşmayı** öğrenelim.’ Bu **sevimli** hayvanlar, **el ele** tutuşup, **küçük** ve **güçlü** şeylerin **büyük** ve **kocaman** bir **dünyayı** değiştirebileceğine inandılar.
Hep birlikte **tık tık tık**, **hop hop hop** ve **pof pof pof** tarzında eğlendiler. Günler geçtikçe, bu **neşeli** arkadaşlar **sabırla** birbirlerine yardım etti. Her seferinde **gülümseyerek**, **ilgilenerek** ve **sevgiyi** paylaştılar.
Ve böylece, sevgi ve paylaşma ile **dünyaları** daha **renkli** ve **güzel** oldu. En sonunda, akşam **mışıl mışıl** uyurken, herkes **tatlı** bir rüya gördü. Renkler **parlak** ve **mutlu**ydi, çünkü **arkadaşlık** en büyük **hazine**ydi.
İşte bu **sevimli** masal burada bitti. **Tatlı uykular, tatlı hayaller**, sevgiyle ve **neşeyle** dolsa da, uyku öncesi harika bir **masal** olsun!
