Bir zamanlar, Renkli Ormanın tatlı köşesinde küçük ve sevimli bir Tavşan vardı. Bu Tavşan, canlı mavi gözleriyle etrafı izlerken “tık tık tık” diye hop hop hop yapardı. Günlerden bir gün, o sabah ormanın en güzel çiçeklerini keşfetmek istedi. “Hadi bakalım!” dedi kendi kendine, “birlikte eğlenceli vakit geçireceğiz!”
Tavşan, küçük bacaklarını hızla kullanarak dans eder gibi koştu. “Fış fış fış!” diye suyun minik şelale sesine kulak verdi. Bu sırada, ormanın en tatlı ve en renkli hayvanları onun yanına geldi. Renkli Kanarya, Sarı Kelebek, Tatlı Sincap ve Mavi Kurbağa orada buluştular. Hepsi birbirine sevgiyle bakıyordu.
Kanarya, “Hadi arkadaşlar, birlikte dans edelim!” dedi. “Şıp şıp şıp!” diye kanatlarıyla çırparak hafifçe uçarak şarkı söylemeye başladı. Kelebek, “Çiçekler çok güzel! Birlikte paylaşalım!” dedi. Sarı Sincap ise ağaçlarda zıp zıp zıplayarak “Haydi birleşelim, eğlenelim!” diye seslendi.
Her biri kendi biçim ve renkleriyle ormanın en güzel bahar gününü kutluyordu. Tavşan, “Hep birlikte paylaşmak çok güzel!” dedi. “Arkadaşlar, en sevdiğimiz şeyler paylaşıldığında, mutlu oluruz. Mesela benim en sevdiğim şey, taze havuçlar!”
Birlikte, “Eat, play, share!” (Ye, oyna, paylaş!) diyerek, ormanın en tatlı ve eğlenceli gününü geçirdiler. “Tık tık tık”, “hop hop hop” ve “pof pof pof” sesleriyle gülüp, şakalar yaparak mutluluk içinde koştular.
Güneş yavaş yavaş alçalırken, minik hayvanlar sıcacık yuvalarına döndüler. Tavşan, “Sabah yine görüşeceğiz!” dedi ve yumuşacık yastığına uzandı. Uykusu gelmişti! Renkli ormanda sessiz sessiz ve huzurlu bir uyku başladı.
Ve hepsi mutlu, sağlık içinde, sevgiyle ve paylaşarak büyüdüler. En güzel çocuk masalları gibi bu masal da sonsuz mutlulukla bitti. Tatlı rüyalarda görüşmek üzere, gülücükler ve mışıl mışıl uyku zamanı…
