Bir zamanlar, renkli ve güzel bir ormanda minik ve tatlı bir tavşan vardı. Adı Pamuk’tu. Pamuk, *pof pof pof* hop hop hop zıplar dururdu. En sevdiği şey, arkadaşlarıyla oynamak ve doğayı keşfetmekti.
Bir sabah Pamuk, *şıp şıp* küçük ayaklarıyla gezintiye çıktı. Rengârenk çiçekler, *vız vız* arılar ve *mışıl mışıl* uyuyan kuşlar onunla arkadaş olmak istiyordu. O gün ormanda yeni arkadaşlar edindi. Birlikte *fış fış* neşeyle koştular.
İşte, minicik bir sincap, adı Cici, geldi. Cici’nin kıyafetleri kahverengi ve saf haliyle çok tatlıydı. Cici, *tık tık tık* ağaçların arasında minik yuvasını yapmıştı. Sincap Cici, “Birlikte meşe palamudu paylaşalım mı?” dedi. Pamuk gülümseyerek, “Evet, paylaşmak çok güzel!” diye cevap verdi.
Sonra, aslında çok sevdiği arkadaşlarından biri olan, renkli tüyleriyle tavus kuşu, adı Tiki, çıktı. Tiki *vız vız* uçarak, *hop hop* zıplayarak etrafa neşe saçtı. “Bakın bakalım, en güzel rengi hangisi? Kırmızı mı, mavi mi, yoksa yeşil mi?” diye sordu. Çocuklar gibi, doğanın renkli şovuna hayran kaldılar.
İşte, ormanın en sevilen hayvanlarından biri olan sevimli kirpi, adı Mırnav, biraz utangaçtı. Ama ona da kimse yardım etmekten çekinmedi. Pamuk ve diğerleri, Mırnav’a *pof pof pof* yardım eli uzattılar. “Birlikte, işte böyle güzel ve güçlü oluruz!” dedi girgin Pamuk.
Günün sonunda hepsi bir arada, *nus nus* gibi uykuya hazırdı. Arkadaşlar, paylaşmak ve yardım etmek bir arada güzel şeyler olduğunu anlamışlardı. Renkler kadar çeşitli, sayılar kadar eşit ve şekiller gibi birbirine bağlı bir ormanda, herkes mutlu ve huzurluydu.
İşte, bu tatlı ve eğitici masal sona ererken, çocuklar da uykuya dalmaya hazır oldu. Pamuk ve arkadaşları gibi, biz de arkadaşlık ve paylaşma güzelliğini unutmamalıyız. Tatlı rüyalar, sevgi ve neşe dolu bir gece dilerim. *Şıp şıp* uyku zamanı, *zzz* *puf puf* güzel uyku yakında geliyor. Mutlu kal, tatlı çocuk!
