Bir varmış, bir yokmuş. Çok tatlı ve sevimli hayvanlar yaşarmış. Bu hayvanlar renkli ormanda birlikte yaşamayı çok severmiş. Ormanın ortasında büyük bir ağaç varmış. Bu ağaç öyle büyükmüş ki, dallarından el sallayan kuşlar gökyüzüne kadar yükselirmiş. İşte o gün, minik arkadaşlar bu ağaçta toplanmışlar. Tık tık tık diye yerlerinde hop hop hop diye zıplıyorlarmış. Mışıl mışıl uyurken, kuşların cıvıltısıyla uyanırlarmış.
Ali Tavşan, en sevimli ve yumuşak tüylere sahipmiş. O, yeni arkadaşlar edinmek istiyormuş. Günlerden bir gün, renkli kelebekler uçuşmuş ormanın üzerinden, “Fış fış fış!” diye küçük sular akıyormuş. Ali Tavşan, minik ayaklarıyla hop hop hop koşarak kalabalık arkadaşlar topluluğuna katılmış. “Hadi, yeni arkadaşlar! Birlikte oynamak çok eğlenceli!” demiş.
Ormanda başka kimler varmış? Bir de Minik Kaplumbağa, yavaş ama bilgeymiş. O, sayıları ve şekilleri çok severmiş. “Bir, iki, üç… ve dört” diyerek, elinde küçük taşları saymış. Bu taşlar, ormanın farklı şekillerdeki nesnelerini gösterirmiş. Minik Kaplumbağa, paylaşmanın ve sabırlı olmanın çok önemli olduğunu anlatmış. “Hadi, birlikte sayalım ve paylaşalım!” demiş.
Bir de renkli kirpiler varmış! Nar çiçeği kırmızısı, gökyüzü mavisi ve yaprak yeşili gibi renklerdeymişler. Onların en sevdiği şey, ormanda saklanmak ve lezzetli meyve aramakmış. Bir gün, kirpiler “Tık tık tık!” diye saklanma oyunu oynarken, meşe palamudu bulmuşlar. “Hop hop hop!” diye zıplayıp arkadaşlarına göstermişler. Böylece, herkes birlikte yeni şeyler öğrenmiş.
Ve en sonunda, masalımıza güzel bir şarkı ve en sevdiğimiz ninniyle son veriyoruz. Tüm hayvanlar, “Şıp şıp şıp!” diye neşeyle su içmişler. Gün batarken, gökyüzü turuncu ve mor renklerle boyanmış. Minik hayvanlar, yumuşak yastıklarına yatmışlar. Rüya gibi tatlı uyumaya başlamışlar. Ve hatırlayalım, arkadaşlık ve paylaşmak, ormanın en güzel şeyleriymiş.
İşte bu masal da burada bitti. Güzel hayaller ve mutlu uykular dilerim. Tık tık tık, hop hop hop, pof pof pof… yavaştan uyku zamanı!
