Bir varmış, bir yokmuş… Çok sevilen bir ormanın içinde minik ve sevimli hayvanlar yaşarmış. Bu hayvanlar büyük, renkli ve pof pof pof… çok mutlularmış. İşte onların hikayesi başlıyor!
Bir sabah, minik Tavşan Zıpzıp, ormanın en renkli çiçekleriyle oynamayı çok severmiş. O gün güneş parlak vuruyor, tilki Tilki Tırtıl, baykuş Baykuş Büyücü, ve kelebek Kelehemşire de onunla birlikte eğleniyorlar.
Zıpzıp hop hop hop zıplarken, “Tık tık tık!” diye sesi geliyor. “Ooo, yeni bir macera başlayacak!” diye düşündü. O sırada, Kelehemşire uçtu, “Fış fış!” diye suyu getirdi, ve küçük dostlara “Bugün büyük bir sürprizimiz var!” dedi.
Tırtıl Tırtıl, “Hadi bakalım, ne merak ediyorsunuz?” diye sordu. Baykuş Büyücü ise yüksek sesle “Şıp şıp şıp!” diye su damlalarının sesleriyle, “Gelin, gökkuşağına bakalım!” dedi. İşte ormanın derinlerinde, gökyüzünde muhteşem bir gökkuşağı görünüyordu.
Minik Zıpzıp “Vız vız!” diye uçtu ve gözlerini kocaman açtı. “Renkler çok güzel! Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, çivit ve mor… Renkler ne kadar güzelmiş!” diye haykırdı. Kelebek Kelehemşire, “Hadi, hep birlikte ulaşalım, gökkuşağını yakından görelim!” dedi.
Tüm arkadaşlar, hop hop hop ve pof pof pof sesleriyle, adım adım gökkuşağının yoluna doğru koştular. Birkaç kere “Tık tık tık!” diye zıp zıp zıpladılar. “Şıp şıp şıp!” su damlaları gibi coşkuluydular.
Yol boyunca, doğa ve sayılar hakkında konuşurken, Zıpzıp “Bir, iki, üç! Renkler en güzel sayılar!” dedi. Tilki Tırtıl “Dört, beş! Renkler hep dostluk demektir,” diyerek arkadaşlarına gülümsedi. Her adımda, yeni güzelliklerle karşılaştılar.
Sonunda, gökkuşağının tam altında, minik dostlar küçük bir göl keşfettiler. Gölün yüzeyi “Şıp şıp!” gibi tıklatıp dururken, içleri ısındı. “Ne kadar güzel bir manzara!” dedi baykuş. “Renkler gibi, dostluk da paylaşınca güzelleşir!” diye ekledi.
Birlikte, “Tık tık tık!” ve “Hop hop hop!” diye eğlendiler. Her biri, doğayı sevmenin ve arkadaşlarla birlikte olmanın ne kadar keyifli olduğunu anladı. O gün, cihazlarını, sevgiyle hazırlar, birbirlerine yardım ettiler.
Ve en sonunda, herkes yorgun ve mutlu olarak, evlerine gitmek için yola çıktı. Minik dostlar, gün boyunca öğrendikleri güzel şeyleri, şimdi kocaman kalpleriyle sakladılar.
Uyku zamanı geldiğinde, hepsi yorganlarının altında yumuşacık, mışıl mışıl uykuya daldı. Birlikte, “Ninni ninni… tatlı rüyalar…” diye şarkı söylediler. Gökkuşağı macerası, sevgi ve paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu anlatan en güzel hikayeydi.
İşte böyle, sevimli dostlar ve renkli maceralarıyla, herkes mutlu uykulara daldı. Gökkuşağı gibi, hayaller de renkli ve parlak olsun!
İyi uykular, tatlı rüyalar…
