Masal Oku © 2026. Tüm hakları saklıdır.

Masal Oku – Çocuk Masalları – Uyku Hikayeleri

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Kısa Masallar
  4. »
  5. Küçük Kirpinin Cesaret Macerası Masalı

Küçük Kirpinin Cesaret Macerası Masalı

admin admin - - 8 dk okuma süresi
11 0

Bir varmış bir yokmuş ; Bir zamanlar yemyeşil bir ormanda, dikenli ama çok sevimli bir kirpi yaşarmış. Adı Pıtır’mış. Pıtır, minicik burnu ve parlak gözleriyle herkesi güldürürmüş. Ormandaki bütün hayvanlar onu çok severmiş çünkü Pıtır asla “Yapamam” demez, her şeye bir çare bulurmuş.

Bir sabah, Pıtır en iyi arkadaşı Minik Sincap’ı aramaya çıkmış. Minik Sincap, “Bugün en yüksek çamın tepesindeki kozalağı bulacağım!” diye erkenden evden fırlamış ama akşam olmuş, hâlâ dönmemiş. Pıtır endişelenmiş: “Minik Sincap’ım kayboldu! Onu bulmalıyım.”

Ormanın girişinde Baykuş Dede’ye rastlamış. Baykuş Dede bilgeymiş, gece gündüz her şeyi görürmüş. “Pıtır’ım,” demiş, “Minik Sincap, Neşeli Dere’nin ötesindeki Büyük Kaya’ya gitmiş. Ama oraya giden yol dikenli çalılarla dolu. Küçük ayakların batabilir.”

Pıtır bir an durmuş. Dikenli çalılar onun da canını acıtabilirmiş. Ama arkadaşını düşününce yüreği sıcacık olmuş. “Baykuş Dede, ben zaten dikenliyim! Çalılar bana vız gelir,” diye gülümsemiş ve yola koyulmuş.

Yolda ilk olarak Tembel Kaplumbağa’yla karşılaşmış. Kaplumbağa ağır ağır ilerliyormuş. “Pıtır, nereye böyle acele?” diye sormuş. “Arkadaşımı arıyorum, birlikte gelir misin?” Kaplumbağa kabuğuna çekilip düşünmüş: “Ben çok yavaşımdır, sana ayak uyduramam.” Pıtır gülmüş: “Sen yavaş gidersin ama çok akıllısın. Belki yolumuzda zor bir yer olur, sen bize yardım edersin!” Kaplumbağa mutlu olmuş, “Peki, geliyorum!” demiş.

İkisi birlikte Neşeli Dere’ye varmışlar. Dere çağıl çağıl akıyormuş, üstünde incecik bir kütük köprü varmış. Pıtır hoplayıvermiş ama Kaplumbağa korkmuş: “Ya düşersem?” Pıtır dönmüş, sırtını kabuğa dayamış: “Tutun bana, birlikte geçelim!” Kaplumbağa yavaş yavaş Pıtır’ın dikenlerine tutunmuş. Dikenler hiç batmamış, çünkü Pıtır dostuna zarar vermemek için dikenlerini yumuşacık yapmış. Birlikte köprüyü geçmişler.

Sonunda Büyük Kaya’ya ulaşmışlar. Minik Sincap, kayanın tepesinde ağlıyormuş. Kozalak çok yüksekteymiş, çıkmış ama inemiyormuş. “Pıtır! Beni unuttun sandım!” diye seslenmiş. Pıtır gülmüş: “Seni asla unutmam ki!”

Kaplumbağa akıl vermiş: “Pıtır yuvarlana yuvarlana kayaya tırmansın, Minik Sincap da onun sırtına atlasın.” Pıtır top gibi olmuş, dikenlerini içeri çekip kayaya yuvarlanmış. Tepede Minik Sincap sıçrayıvermiş Pıtır’ın sırtına. Üçü birlikte kayadan aşağı kaymışlar, kahkahalar içinde yuvarlanmışlar.

Eve dönerken Minik Sincap, “Bir daha tek başıma macera yapmayacağım,” demiş. Pıtır başını sallamış: “Macera güzel ama dostlarla daha güzel!” Kaplumbağa da eklemiş: “Yavaş gitmek sorun değil, yeter ki birlikte gidelim.”

O günden sonra üçü ayrılmaz arkadaş olmuş. Orman hep daha neşeli olmuş. Çünkü bilmişler ki, gerçek cesaret korkmamak değil, korksa bile arkadaşını yalnız bırakmamaktır.

Ve onlar hep mutlu yaşamışlar. Masal burada biter, dinleyen küçücük kalpler sevgiyle dolar.

Bir zamanlar yemyeşil bir ormanda, dikenli ama çok sevimli bir kirpi yaşarmış. Adı Pıtır’mış. Pıtır, minicik burnu ve parlak gözleriyle herkesi güldürürmüş. Ormandaki bütün hayvanlar onu çok severmiş çünkü Pıtır asla “Yapamam” demez, her şeye bir çare bulurmuş.

Bir sabah, Pıtır en iyi arkadaşı Minik Sincap’ı aramaya çıkmış. Minik Sincap, “Bugün en yüksek çamın tepesindeki kozalağı bulacağım!” diye erkenden evden fırlamış ama akşam olmuş, hâlâ dönmemiş. Pıtır endişelenmiş: “Minik Sincap’ım kayboldu! Onu bulmalıyım.”

Ormanın girişinde Baykuş Dede’ye rastlamış. Baykuş Dede bilgeymiş, gece gündüz her şeyi görürmüş. “Pıtır’ım,” demiş, “Minik Sincap, Neşeli Dere’nin ötesindeki Büyük Kaya’ya gitmiş. Ama oraya giden yol dikenli çalılarla dolu. Küçük ayakların batabilir.”

Pıtır bir an durmuş. Dikenli çalılar onun da canını acıtabilirmiş. Ama arkadaşını düşününce yüreği sıcacık olmuş. “Baykuş Dede, ben zaten dikenliyim! Çalılar bana vız gelir,” diye gülümsemiş ve yola koyulmuş.

Yolda ilk olarak Tembel Kaplumbağa’yla karşılaşmış. Kaplumbağa ağır ağır ilerliyormuş. “Pıtır, nereye böyle acele?” diye sormuş. “Arkadaşımı arıyorum, birlikte gelir misin?” Kaplumbağa kabuğuna çekilip düşünmüş: “Ben çok yavaşımdır, sana ayak uyduramam.” Pıtır gülmüş: “Sen yavaş gidersin ama çok akıllısın. Belki yolumuzda zor bir yer olur, sen bize yardım edersin!” Kaplumbağa mutlu olmuş, “Peki, geliyorum!” demiş.

İkisi birlikte Neşeli Dere’ye varmışlar. Dere çağıl çağıl akıyormuş, üstünde incecik bir kütük köprü varmış. Pıtır hoplayıvermiş ama Kaplumbağa korkmuş: “Ya düşersem?” Pıtır dönmüş, sırtını kabuğa dayamış: “Tutun bana, birlikte geçelim!” Kaplumbağa yavaş yavaş Pıtır’ın dikenlerine tutunmuş. Dikenler hiç batmamış, çünkü Pıtır dostuna zarar vermemek için dikenlerini yumuşacık yapmış. Birlikte köprüyü geçmişler.

Sonunda Büyük Kaya’ya ulaşmışlar. Minik Sincap, kayanın tepesinde ağlıyormuş. Kozalak çok yüksekteymiş, çıkmış ama inemiyormuş. “Pıtır! Beni unuttun sandım!” diye seslenmiş. Pıtır gülmüş: “Seni asla unutmam ki!”

Kaplumbağa akıl vermiş: “Pıtır yuvarlana yuvarlana kayaya tırmansın, Minik Sincap da onun sırtına atlasın.” Pıtır top gibi olmuş, dikenlerini içeri çekip kayaya yuvarlanmış. Tepede Minik Sincap sıçrayıvermiş Pıtır’ın sırtına. Üçü birlikte kayadan aşağı kaymışlar, kahkahalar içinde yuvarlanmışlar.

Eve dönerken Minik Sincap, “Bir daha tek başıma macera yapmayacağım,” demiş. Pıtır başını sallamış: “Macera güzel ama dostlarla daha güzel!” Kaplumbağa da eklemiş: “Yavaş gitmek sorun değil, yeter ki birlikte gidelim.”

O günden sonra üçü ayrılmaz arkadaş olmuş. Orman hep daha neşeli olmuş. Çünkü bilmişler ki, gerçek cesaret korkmamak değil, korksa bile arkadaşını yalnız bırakmamaktır.

Ve onlar hep mutlu yaşamışlar. Masal burada biter, dinleyen küçücük kalpler sevgiyle dolar.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir