Bir varmış bir yokmuş, köyün en afacan çocuğu Keloğlan yine ortalığı karıştırmış. Pazar yerinde Ali Cengiz adlı bir hilebaz tüccar, “ucuz mücevher” diye parlak taşlar satıyormuş. Köylüler kandırılmış, altınlarını vermiş.
Keloğlan durumu görünce içinden “Bu işte bir terslik var!” dedi. Yanına küçük kuzeni Miniş’i aldı, gizlice tüccarın çadırına sızdı. İçeride taşların boyalı cam olduğunu gördüler. Miniş “Abicim, nasıl yakalayacağız?” diye sordu.
Keloğlan gülümsedi: “Akıl ile!” Ertesi gün pazarda Keloğlan, “Benim de sihirli taşım var, konuşuyor!” diye bağırdı. Elinde sıradan bir çakıl taşı vardı. Ali Cengiz meraklandı, “Göster bakayım!” dedi.
Keloğlan taşla fısıldadı: “Ey taş, bu adam hilebaz mı?” Taş susunca Ali Cengiz güldü. Ama Keloğlan taşı cebine koyup “Taşım utangaç, kalabalıkta konuşmaz. Çadıra gidelim!” dedi. Çadıra girince Keloğlan taşları karıştırdı, gerçek camları ortaya döktü.
Ali Cengiz panikledi. Köylüler toplandı. Keloğlan “Herkes altınını geri alsın, bu taşlar sahte!” diye haykırdı. Ali Cengiz kaçmaya kalktı ama Miniş kapıyı kilitledi. Köylüler altınlarını aldı, hilebazı köyden kovdu.
Keloğlan’a “Nasıl anladın?” diye sordular. “Gözlerimle değil, aklımla gördüm!” dedi. O günden sonra köyde kimse hileye kanmadı, Keloğlan ise akıl oyunlarının kahramanı oldu.
İçerik İle İlgili Çocuklarınıza Sorunuz
- Soru: Ali Cengiz ne satıyormuş gibi yapıyordu? Cevap: Ucuz mücevher diye parlak taşlar satıyordu.
- Soru: Keloğlan taşların sahte olduğunu nasıl keşfetti? Cevap: Çadıra gizlice girip taşların boyalı cam olduğunu gördü.
- Soru: Keloğlan hilebazı nasıl kandırdı? Cevap: Sıradan çakıl taşını “konuşan sihirli taş” diye tanıtıp çadıra çekti.
- Soru: Miniş’in çadıra girerken rolü neydi? Cevap: Kapıyı kilitledi, Ali Cengiz’in kaçmasını engelledi.
- Soru: Masaldan hangi dersi çıkardın? Cevap: Dürüstlük ve akıl kullanmak hileleri yener!
