Bir varmış bir yokmuş, kel kafası ay gibi parlayan Keloğlan, köyün bahçelerinde dolaşmayı severmiş. Bir sabah burnuna mis gibi bir koku gelmiş. “Bu ne güzel koku!” diyerek kokunun peşine düşmüş. Dere kenarında, rengarenk bir çiçek görmüş; yaprakları gökkuşağı gibi, kokusu baldan tatlıymış.
Keloğlan çiçeğe dokunmuş, çiçek konuşmuş: “Ben Kokulu Çiçek’im, ama soluyorum. Bana dağ başındaki Şifalı Pınar’dan su getirirsen canlanırım!” Keloğlan “Tamam!” deyip sırtına küçük matarasını almış, en iyi arkadaşı serçe Fıstık’ı da yanına katmış.
Yolda dikenli çalılar çıkmış. Fıstık dalları gagalamış, Keloğlan “Dikkat et, incitme!” demiş. Çalılar açılmış, teşekkür etmiş. Sonra derin bir uçurum gelmiş. Keloğlan taşlardan köprü kurmuş, Fıstık taşları taşıyarak yardım etmiş.
Dağın zirvesinde pınar parlıyormuş ama bir kurbağa nöbet tutuyormuş. “Suyu hak edene veririm, şarkı söyle!” demiş. Keloğlan gülümseyip en neşeli şarkısını söylemiş, kurbağa alkışlayıp suyu doldurmuş.
Eve dönerken çiçek artık solmak üzereymiş. Keloğlan suyu dökmüş, çiçek birden canlanmış, etrafa mis kokular saçmış! Köydeki herkes kokuyu duymuş, bahçeye koşmuş. Çiçek “Teşekkür ederim, artık her bahar açacağım!” demiş.
Keloğlan’a bir yaprak vermiş: “Bu yaprağı kokla, ne zaman üzgünsen neşe versin.” O günden sonra köyde herkes doğayı korumuş, Keloğlan ise kokunun dostluk kadar güzel olduğunu öğrenmiş.
Çocuklarınıza Masal İle İlgili Sormalık Sorular
- Soru: Keloğlan kokuyu ilk nerede hissetti? Cevap: Dere kenarında Kokulu Çiçek’in yanında.
- Soru: Çiçeği canlandırmak için neye ihtiyaç vardı? Cevap: Dağ başındaki Şifalı Pınar’dan suya.
- Soru: Fıstık yolda nasıl yardım etti? Cevap: Dikenli çalıları gagalamış ve uçurumda taş taşımış.
- Soru: Kurbağa suyu vermek için ne istedi? Cevap: Şarkı söylemesini istedi.
- Soru: Masaldan ne öğrendin? Cevap: Doğa sevgisi, yardımlaşma ve merak güzellikleri çoğaltır!

