Bir varmış bir yokmuş, kel kafası ay gibi Keloğlan, köyün en kısa boylusuymuş. Bir gün ormanda “Ben Uzun, en uzun devim!” diye bir ses duymuş. Karşısında boyu bulutlara değen bir dev duruyormuş!
Uzun “Arkadaşım olur musun? Kimse benimle oyun oynamıyor, korkuyorlar!” demiş. Keloğlan gülmüş: “Tamam, ama sen eğil de göz göze konuşalım!” Uzun diz çökmüş, ikisi kanka olmuş.
Birlikte oyun oynamaya başlamışlar. Uzun topu gökyüzüne atıyor, Keloğlan “Getir!” diye bağırıyormuş. Top bulutlarda kaybolmuş. Uzun “Ben alırım!” deyip bulutları karıştırmış, yıldızlar dökülmüş! Köylüler şaşırmış.
Sonra köyde sel olmuş, dere taşmış. Uzun “Durun!” deyip bir adımda nehri çevirmiş, Keloğlan ise minik taşlarla set kurmuş. Birlikte köyü kurtarmışlar. Köylüler “Teşekkür ederiz!” diye sarılmış.
Akşam ateş başında Uzun “Boyum uzun ama yalnızdım,” demiş. Keloğlan “Artık yanındayım, boy fark etmez!” demiş. O günden sonra Uzun her sabah Keloğlan’ı avucunda taşıyıp köyü gezdirir, Keloğlan da Uzun’a minik şapkalar örer. Dostlukları en uzun ömürlü masal olmuş.
Çocuklarınıza Masal İle İlgili Sormalık Sorular
- Soru: Uzun kendini nasıl tanıtmıştı? Cevap: “En uzun devim!” diye tanıtmıştı.
- Soru: Top nerede kayboldu? Cevap: Bulutların içinde kayboldu.
- Soru: Sel olduğunda Uzun ne yaptı? Cevap: Bir adımla nehri çevirdi.
- Soru: Keloğlan Uzun’a ne ördü? Cevap: Minik şapkalar ördü.
- Soru: Masaldan ne öğrendin? Cevap: Boy, yaş, tür fark etmez; gerçek dostluk her şeyi büyütür!

