Bir zamanlar, güzel bir ormanın içinde, minik ve sevimli bir çocuk yaşardı. Bu çocuğun adı Kel Oğlan’dı çünkü çok meraklı ve neşeliydi. Bir sabah, Kel Oğlan uyanıp pof pof pof diye esnedi. Güneş ışınları hafifçe ağacın yapraklarından sızıyor, kuşlar cıvıldaşıyordu. Kel Oğlan, ‘Bugün yeni şeyler öğreneceğim!’ dedi. Hop hop hop diye zıpladı ve yola çıktı.
İlk durakta, parlak kırmızı bir elma ağacı vardı. Elmalar, kırmızı, parlak ve yuvarlaktı. Kel Oğlan, “Ne kadar güzel renk!” diye sevindi. Ağaçtan bir kırmızı elma kopardı ve ‘tık tık tık’ diye ses çıkarak çiğnedi. Bu sırada, minik ve tatlı bir sincabın yanına geldi. Sincap, Ona “Elma ye, ama paylaşmak güzeldir!” dedi ve gülümseyerek elmayı gösterdi.
İkinci adımda, mavi gökyüzü ve sarı güneş vardı. Güneş, büyük ve sıcak bir yuvarlıktı. Güneş parıldarken, Kel Oğlan ve sincap, beraberce neşeyle “hop hop hop” diye zıplarken, etraftaki mavi kuşlar ‘vız vız vız’ diye uçuştu. O sırada, yanında oynayan küçük bir kedi, “Gerçek arkadaşlar, birlikte güzel şeyler yapar!” diye mırıldandı ve kedicik, yapraklar üzerinde ‘şıp şıp’ diye sıçrayarak oynadı.
Üçüncü durakta, yeşil bir çimenlik alan vardı. Çimenler yumuşacık ve ince ince kıvrılmıştı. Kel Oğlan ve arkadaşları burada el ele tutuşup, ‘mışıl mışıl’ uyuklarken, köpek baloncukları gibi baloncuklar uçuşuyordu. Bir yandan da, minik bir kelebek, “Renkler çok güzel! Doğayı seviyorum!” diye uçtu. Hep birlikte, doğanın ne kadar renkli ve eğlenceli olduğunu fark ettiler.
Dördüncü adımda, gökyüzü pembe ve mor renklerle boyanmıştı. Renkler, masal gibi görünüyor, hayalleri canlandırıyordu. Kel Oğlan ve arkadaşları, şıp şıp akan küçük bir dere kenarında durdular. Dere, ‘fış fış’ sesleriyle neşeyle akıyordu. Sincap ve kedi, suya dokundu ve “Şimdiye kadar öğrendiklerimiz, paylaşmak ve sabretmek ne kadar güzelmiş!” dediler.
Yolculuğun sonunda, güneş yavaş yavaş alçalmıştı ve gökyüzü saat gibi “tık tık tık” diye tıklıyordu. Kel Oğlan ve arkadaşları, birbirlerine gülümsediler. ‘Mutluyuz ve sevgiyle büyüyoruz!’ dediler. Birlikte uykuya dalmadan önce, tatlı bir ninni gibi şarkı söylediler: “Dön sevinçle, dön gülümse, uykuya dalarken hep sevgi içinde…
Masal burada bitti ama, güzel dostluklar ve renkler hep kalır. Her gece rüyalarda tekrar görüşmek üzere, tatlı uykular!”
