Bir zamanlar, yemyeşil bir ormanın içinde, ufak mı ufak, çok tatlı bir kelebek yaşardı. Bu kelebek çok meraklıydı ve yeni arkadaşlar edinmek istiyordu. Bir sabah, kocaman bir gülün üzerinde, hop hop hop diye zıplayarak uçarak yeni maceralara atıldı.
Tık tık tık… Kelebek, altındaki bahar dallarına özenle kondu. Dallar, parlak yeşil ve pembe renkleriyle çok güzel görünüyordu. Kelebek, ‘Vız vız, vız vız!’ diye uçarak, renkleri inceliyordu. Bu sırada, yeni arkadaşları olan Minik Tavşan, Şirin Sincap ve Çocuk Kedi de geldi.
Minik Tavşan, büyük kulaklarını hafifçe sallayarak, ‘Merhaba! Bugün çok güzel bir gün! Neden birlikte oynamayalım?’ dedi. Şirin Sincap ise, hızlı hızlı koşup, ‘Evet! Birlikte eğlenmek çok güzel olacak!’ diye şaka yaptı. Çocuk Kedi ise, pof pof pof… mırıldanarak, ‘Hadi bakalım, yeni arkadaşlar! Ayaklarımızı şıp şıp şıp vurabiliriz. Çok eğlenceli olur!’ dedi.
İşte böylece, hep birlikte ormanın içinde renkli ve neşeli bir gün geçirdiler. Her biri farklı renklerdeydi: kırmızı, mavi, sarı ve mor… Bu sayede, sayılar ve renkler doğal şekilde akıllarında yer etti. Birlikte, doğayı çok sevdiler ve ‘Na na na na…’ diye şarkılar söyleyerek şenlendiler.
Bir süre sonra, güneş epey yükseklerdeydi, ve kuşlar cıvıldaşıyordu. Hepsi, paylaşmanın ve yardım etmenin ne kadar güzel olduğunu fark etti. Dallar, hafifçe sallarak, onları dinlendiriyordu. O an fark ettiler ki, herkesin arkadaş olması ve birlikte paylaşması, en büyük mutluluktu.
Ooof! Birden bir rüzgâr esti, ve bütün renkler döne döne, pof pof pof… dans ederek gitmiş gibi oldu. Ama endişelenmediler, çünkü gerçekten çok güzel bir gün geçirmişlerdi. Hep birlikte, ‘Şıp şıp şıp…’ gibi, su sesleriyle serinlediler ve dinlenip, uyku öncesi masalın sonuna geldiler.
İşte çocuklar, en güzel masal da buraya kadar! Renkler, arkadaşlık ve paylaşmak hiç bitmez. Tatlı tatlı uyuyun, rüyalarınızda da hep sevgi olsun. Neşeyle, sevgiyle çok güzel günler geçirin. Hop hop hop, sevgiyle uykuya dalın ve masal gibi güzel rüyalara yelken açın…
