Bir varmış, bir yokmuş… Çok güzel bir ormanda, parlak renklerle dolu küçük bir köy varmış. Bu köyde güzel mi güzel, tatlı mı tatlı hayvanlar yaşarmış. En sevimli arkadaşlar, Mavi Karga, Pembe Tavşan, Sarı Sincap ve Yeşil Kaplumbağa ormanın içinde macera peşinde koşarmış.
Bir gün, Mavi Karga yükseklerde uçarken uçarak “Tık tık tık!” diye ses çıkarmış. “Gelin bakalım, yeni bir keşif yapalım!” demiş. Hop hop hop diye zıplarken Pembe Tavşan da neşeyle zıplamış; “Pof pof pof! Ne kadar eğlenceli!” diye gülerken, Sarı Sincap da ceviz toplarken fış fış diye ses yapmış.
Arkadaşlar renkleri sevmiş, ve her biri farklı bir şekil gibiymiş; Mavi Karga oval, Pembe Tavşan yuvarlak, Sarı Sincap kare ve Yeşil Kaplumbağa ise üçgenmiş. Her biri, farklı renkleri ve şekilleri anlatırken, küçük çocuklar da “bakın, bu kırmızı ve yuvarlak bir elma gibi!” diyerek çok eğlenirmişler.
Bir gün, ormanın ortasında büyük bir çiçek açmış. Bu çiçek öyle büyükmüş ki, yaprakları bile çocuklar gibi büyük. Çiçek, “Herkese merhaba!” diyormuş. “Bugün birlikte yeni şeyler öğrenebiliriz!” deyince, arkadaşlar “tık tık tık! Çok sevinçliyiz!” demişler.
O gün, arkadaşlar doğayı sevmenin çok önemli olduğunu öğrenmiş. Mesela, “Elimizi yıkarken, ‘şıp şıp’ suyun sesini duy!” demiş Sarı Sincap. “Dişlerimizi fırçalarken, küçük fırça ile ‘fış fış’ sesleri çıkar!” diye öğretmiş. Bu sayede, hem sağlıklı kalmışlar hem de eğlenmişler.
Bir başka gün, arkadaşlar birlikte oynamış ve paylaşmayı öğrenmişler. Birlikte peynirli sandviçleri yermiş, ‘hop hop hop!’ diye zıplayarak. “Hadi bakalım, paylaşalım!” diyerek, kimse aç kalmamış. Bir çocuk “paylaşmak ne güzelmiş!” diye sevgiyle gülümsemiş.
Ve böylece, her macerada arkadaşlar sabretmiş, birlikte güzel vakit geçirmişler. Bir keresinde, deniz kabuğu toplamışlar. Renkler, şekiller ve sayılar hakkında konuşmuşlar. “Bir, iki, üç çakıl taşı ve dört küçük deniz kabuğu var!” diye saymışlar. Öğrenmek çok eğlenceliymiş!
İşte, güzel ormanda, renkler ve arkadaşlıkla dolu bu masal, ‘şıp şıp’ su gibi akıp gitmiş. Çocuklar, her geceleri uyumadan önce, bu masalı hatırlayacakmış. Çünkü en tatlı şeylerden biri, sevgiyle paylaşmak ve doğayı sevmekmiş.
Şimdi, yavaşça uyku zamanı gelmiş. Gözlerini kapat, derin nefes al ve sakin ol. Hafifçe ‘pof pof pof’ diye, güzel bir uykuya dal. Tatlı mı tatlı rüyalar göreyim, küçük kalp! İyi geceler ve renkli rüyalar…
