Bir zamanlar çok sevimli bir köy vardı. Bu köyde farklı renklerdeki hayvanlar yaşardı: kırmızı kardan adam Tadında Tavşan, mavi su sevici Balina, yeşil yaprak gibi güzel Bir Kuş ve sarı güneş gibi pof pof pof Sincap. Her biri çok mutlu yaşardı ve en iyi arkadaş oldular.

Bir gün, küçük tavşan Tadında Tavşan, arkadaşlarına seslendi: “Hadi! Gökkuşağı bahçesine gidelim! Orada bütün renkler dans eder!” Hop hop hop dedi ve zıpladı tepede. Balina suyun yüzeyinde “Vız vız” dedi ve heyecanla sıçradı. Kuş ise “Şıp şıp” suyla oynadı ve kanatlarını çırpıştırdı. Sincap da “Pof pof pof” diyerek ağaçtan aşağı sıçradı.

Gökkuşağı bahçesine varınca, renkler ve şekiller büyülü bir şekilde parlamaya başladı. Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor renkler dans etti. “Tık tık tık! İşte burası!” dedi Tavşan, neşeyle. Çocuklar gibi sevindiler ve her bir renkli çiçeğe, şekle ve arı vız vızına hayran kaldılar.

Yol boyunca arkadaşlar paylaşmayı öğrendi. “Ben bir kırmızı çiçek istiyorum!” dedi Tavşan, “Ben de mavi yapraklar istiyorum!” diye Balina. Birlikte güzelce paylaştılar ve ayrılmaz birer dost oldular. Bu güzel günde, sabretmenin ve paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu anladılar. “Hopp hop hop!” dediler ve sevinçle zıpladılar.

Biraz sıcaktan ve eğlenmekten sonra, küçük arkadaşlar gökyüzüne baktılar. Güneş parlıyor, kuşlar öterken, bir anne kuş yavrularını öpüyor, “Şip şıp” suyla serinliyorlar. Bu da onlara doğayı sevmenin ve ona dikkat etmenin güzel bir yol olduğunu gösteriyordu.

Mavi, yeşil ve diğer renklerdeki çiçekleri, şekilleri ve hayvanları izleyerek, arkadaşlar “Huhuhuhu” diye gülüştüler. Gözleri kapanmaya başladı, gözlerine mışıl mışıl uyku geldi. Artık uyku öncesi masal zamanıydı ve herkes mutlu uykuya daldı.

Ve böylece, minik renkli arkadaşlar, gökkuşağı altında şarkı söyleyip, uykuya geçerken, bütün günün güzel anılarını düşlediler. Onların sevgi dolu ve renkli dünyası hiç bitmedi. Tatlı rüyalarda, yeni maceralara doğru uçar gibi uzandılar ve huzur içinde uykuya daldılar, hop hop hop, şıp şıp…