“Baslik”: “Renkli Ormanın Söylenişi”,
“Hikaye”: “
Bir varmış, bir yokmuş. Renkli Orman adında çok güzel bir orman varmış. Bu ormanda harika hayvanlar yaşarmış: sevimli Tavşancık, neşeli Sincap, tatlı Yoyo fare ve kibar Minik kuş. Tık tık tık, Tavşancık hop hop hop diye zıplarken, ormandaki her şey mutlu ve neşeliymiş.
Bir gün, Tavşancık ormanın en güzel renklerini keşfetmek istemiş. Mışıl mışıl uyuyan Uyku kedisinin yanına gitmiş. “Merhaba, Uyku kedisi! Biliyor musun, ormandaki renkler neden böyle parlak ve güzel?” diye sormuş. Uyku kedisi gülümsemiş ve “Renkler doğanın kalbinden gelir. Sevgi ve paylaşmak renkleri parlatır, tatlı dostlarım!” diye mırıldanmış. Hop hop hop diye zıplayan Tavşancık mutlu olmuş.
Sonra, Sincap ormanın en büyük meşe ağacına çıkmış. “Fış fış!” diye su sesiyle, bacaklarını sallayarak kendini biraz yükseklerde hissetmiş. “Hey Sincap! Renkler niye hep farklı? Neden mavi, kırmızı ve sarı gibi?” diye sormuş. Sincap gülümseyerek, “Her bir renk, farklı bir duyguyu anlatır. Mesela, mavi huzur, kırmızı sevgi, sarı ise neşe demektir,” demiş. Tık tık tık” diye el çırpabilmiş Sincap.
Birlikte, Yoyo fare ve Minik kuş da ormanın her köşesini keşfe çıkmışlar. Pof pof pof diye koştukça, farklı şekiller ve renklerle tanışmışlar. Minik kuş, “Bize yardım eden doğa, biz de ona iyi bakalım,” demiş. Hep beraber, ağaçları, çiçekleri ve küçük dereleri sevgiyle sulamışlar. Ormandaki tüm hayvanlar, bu güzellikleri paylaşırken şıp şıp şıp gibi su sesleri duyulmuş.
Bir gün, sevimli hayvanlar bir araya gelmişler. “Neden birlikte hareket etmeyelim?” diye düşünmüşler. “Daha güçlü oluruz, ve her renk daha parlak! Ama en önemlisi, paylaşmak ve yardım etmek çok güzel,” demişler. Bu yüzden, her gün ormanda birlikte oyunlar oynamışlar, birbirlerine yardım etmişler. “Tık tık tık,” diye işlemişler bu güzel dostluk hikayesini.
Ve en sonunda, gece olmuş. Ay ışığı ormanı aydınlatırken, hayvanlar yumuşak yastıklarına kıvrılmış. Tavşancık hafifçe pof pof pof diyerek uykuya dalmış. Sincap ve Yoyo fare, Minik kuş da minik ninniler söylemiş. “Tatlı rüyalar, güzel dostlar,” diye mırıldanmışlar. Doğa, onları korumuş ve severek uykuya bırakmış.
Ve böylece, ormandaki renkler ve dostluk hep beraber parlamış, mutlu ve huzurlu yaşamışlar. Bu yüzden, küçük dostlar, doğayı sevip paylaşmak çok güzel. Her zaman sevgiyle, sabırla ve yardım ederek yaşamak en güzel masal olurmuş, öyle değil mi?
*Tatlı rüyalar, tatlı dostlar…*
”
}
