Bir varmış bir yokmuş, kel kafası yıldız gibi parlayan Keloğlan, köyün en meraklı ozanıymış. Bir gün dağdaki çobandan eski bir saz almış. “Bu saz sihirli, ama kalbi temiz olana çalar!” demiş çoban. Keloğlan sazı sırtına vurup yola koyulmuş.
İlk tellere dokunmuş, ses cır-cır çıkmış. Köyün tavukları bile gıdaklamış! Keloğlan üzülmüş ama “Pratik yapacağım!” deyip her sabah gün doğmadan çalışmış. Parmakları acımış, ama pes etmemiş.
Bir gece saz kendi kendine inlemiş: “Sabrettin, şimdi sihrimi açıyorum!” Keloğlan çalmaya başlamış; notalarla orman uyanmış, ağaçlar dans etmiş, dereler şırıldamış! Köy meydanına koşmuş, herkes toplanmış.
Ama saz birden susmuş. “Sihir bitti mi?” diye korkmuş Keloğlan. Saz fısıldamış: “Hayır, şimdi paylaş! Herkese öğret!” Keloğlan çocuklara saz çalmayı öğretmiş. Hep birlikte çalmışlar, müzik gökyüzüne yükselmiş, bulutlar şekil değiştirmiş!
Köyde bayram olmuş. Keloğlan “Sihir sazda değil, paylaşmakta ve kalpte!” demiş. O günden sonra her akşam saz çalıp şarkı söylemişler, köyü neşeyle doldurmuşlar.
Çocuklarınıza Masal İle İlgili Sormalık Sorular
- Soru: Keloğlan sazı kimden aldı? Cevap: Dağdaki çobandan aldı.
- Soru: Saz ilk çaldığında ne oldu? Cevap: Cır-cır ses çıktı, tavuklar gıdakladı.
- Soru: Sazın sihri ne zaman ortaya çıktı? Cevap: Keloğlan sabırla pratik yapınca.
- Soru: Keloğlan sazı neden çocuklara öğretti? Cevap: Saz paylaşmayı söyleyince.
- Soru: Masaldan ne öğrendin? Cevap: Sabır, paylaşma ve kalpten çalmak sihir yaratır!

