Masal Oku © 2026. Tüm hakları saklıdır.

Masal Oku – Çocuk Masalları – Uyku Hikayeleri

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Kısa Masallar
  4. »
  5. Küçük Nazlı Can Oyun Oynuyor

Küçük Nazlı Can Oyun Oynuyor

admin admin - - 4 dk okuma süresi
15 0
Nazlican oyun oynuyor masalı

Bir pazar sabahı Küçük Nazlı Can odasında uyanmış. Pencerelerden güneş süzülüyormuş, kuşlar cıvıl cıvıl ötüyormuş. Nazlı Can yataktan zıplayıp “Bugün en güzel oyunları oynayacağım!” diye bağırmış.

Annesi gülmüş: “Tamam prensesim, kahvaltıdan sonra odan senin krallığın!” Nazlı Can hızlı hızlı mısır gevreğini yemiş, üstünü giyinmiş, saçlarına pembe kurdele takmış. Odasına koşmuş. Raflarda oyuncakları sıra sıra duruyormuş: kırmızı araba, sarı ayı Pofuduk, bebek Elif, tahta at ve bir sürü renkli blok.

Nazlı Can önce blokları çıkarmış. “Bugün kocaman bir şehir yapacağım!” demiş. Kuleler yükseltmiş, köprüler kurmuş, arabalar için yollar çizmiş. Ama şehir biraz eksikmiş. “Canlı olmalı!” diye düşünmüş.

Pofuduk Ayı’yı almış: “Sen belediye başkanı ol!” Bebek Elif’e pembe şapka takmış: “Sen öğretmen!” Kırmızı arabaya binmiş tahta at: “Sen de itfaiyeci!” Nazlı Can kendini kaptırmış, ince sesle konuşmuş: “Sayın Pofuduk Başkan, okulun çatısı uçtu!” Pofuduk derin bir sesle: “Hemen itfaiyeci atı çağırın!” Tahta at “kişşş!” diye koşmuş, merdiven dayamış. Nazlı Can kahkahalarla gülüyormuş.

Tam o sırada kapı çalmış. Komşu kızı Zeynep gelmiş: “Nazlı Can, dışarı oynayalım mı?” Nazlı Can biraz durmuş. Oyuncakları ortada, şehir yarım… Ama Zeynep’in gözleri parlıyormuş. “Gel içeri!” demiş Nazlı Can. “Bak, büyülü bir şehir yaptım, sen de katıl!”

Zeynep şaşırmış ama hemen yere oturmuş. Nazlı Can ona mavi blok vermiş: “Sen deniz yap!” Zeynep blokları yan yana dizmiş, üstüne kağıttan balıklar çizmiş. Birden şehir canlanmış! Zeynep bebek Elif’i almış: “Ben de doktor olayım, hasta ayıcıklara bakayım!” Nazlı Can sevinçle zıplamış: “Aaa evet! Pofuduk hasta, ateşlenmiş!”

İkisi birlikte Pofuduk’a battaniye örtmüş, kaşık kaşık ilaç içirmiş. Sonra itfaiye arabası siren çalmış, tahta at yangını söndürmüş. Şehirde festival başlamış! Nazlı Can müzik açmış, oyuncaklar dans etmeye başlamış.

Öğleden sonra annesi seslenmiş: “Kızlar, meyve vakti!” Nazlı Can ve Zeynep el ele mutfağa koşmuş. Annesi iki tabak üzüm ve muz dilimi vermiş. Nazlı Can tabağı ortaya koymuş: “Paylaşalım, oyunumuz gibi!” Zeynep gülümsemiş: “Seninle oynamak çok eğlenceli, hayal gücün uçuyor!”

Akşama kadar şehir büyümüş. Artık içinde tren istasyonu, lunapark, hatta gökdelen bile varmış. Zeynep giderken sarılmış: “Yarın yine gelir miyim? Şehirde yeni mahalle yapalım!” Nazlı Can başını sallamış: “Tabii! Kapım sana hep açık!”

Gece yatarken Pofuduk’u yastığının yanına koymuş. Karanlıkta fısıldamış: “Pofuduk’cum, yalnız oyun güzel ama arkadaşla oyun bambaşka! Kalbim pır pır atıyor.” Pofuduk sanki gülümsemiş.

Ertesi sabah Nazlı Can uyanır uyanmaz kapıyı dinlemiş. Zeynep’in sesi gelmiş: “Nazlı Caaan, şehir bizi bekliyor!” Nazlı Can koşarak kapıyı açmış, ikisi birden kahkaha atmış.

Ve o günden sonra Nazlı Can’ın odası hiç sessiz kalmamış. Her gün yeni bir oyun, yeni bir hayal, yeni bir kahkaha doğarmış. Çünkü Küçük Nazlı Can öğrenmiş ki, en güzel oyunlar birlikte oynanan oyunlarmış.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir