Bir zamanlar masmavi bir deniz kıyısında, yumuşacık kumların üstünde Küçük Kaplumbağa yaşarmış. Kabuğu yeşil-mavi parıldar, gözleri boncuk gibi parlarmış. Annesi ona hep “Yavaş gitmek ayıp değil, önemli olan doğru yolda olmak” dermiş.
Bir akşamüstü, güneş denize kırmızı bir top gibi batarken, Küçük Kaplumbağa sahilde yürürken parlak bir şey görmüş. Bu, denizlerin en güzel süsü Parlayan Denizyıldızı’ymış! Geceleri ışık saçar, balık yavrularına yol gösterirmiş. Ama şimdi çok üzgünmüş:

“Küçük Kaplumbağa, yardım et! Ben kayboldum. Dalga beni çok uzaklara attı. Artık ışığım zayıflıyor, eve dönemiyorum. Karanlıkta balık yavruları korkacak!”
Küçük Kaplumbağa hemen kabuğunu doğrultmuş: “Merak etme, seni eve götüreceğim!” Ama deniz çok büyükmüş, akıntılar güçlüymüş. Küçük Kaplumbağa biraz korkmuş ama içinden “Cesur olmak, korkunca da yola devam etmektir” demiş.
İlk önce Yengeç Dayı’yı bulmuş. “Yengeç Dayı, Parlayan Denizyıldızı kayboldu, yardım eder misin?” Yengeç kıskaçlarını şıklatmış: “Tabii yavrum, ben güçlü kıskaçlarımla taşları kaldırır, gizli yolları bulurum!”
Sonra Sevimli Yunus’u çağırmış. “Yunus abla, sen hızlı yüzersin, bizi derin sulara götürür müsün?” Yunus sıçramış: “Hoppp! Hemen atla sırtıma, rüzgar gibi gideriz!”
En sonunda Küçük Balık sürüsünü görmüş. “Balık kardeşlerim, siz her yeri bilirsiniz, Parlayan Denizyıldızı’nın evi nerede?” Balıklar kuyruklarını sallamış: “Biz önden gider, parlayan mercanların yolunu gösteririz!”
Hepsi birlikte denize açılmış. Yunus sırtında Küçük Kaplumbağa’yı taşırken, Yengeç taşların altını kontrol etmiş. Balıklar “Sağa dön, sola dön!” diye bağırıyormuş. Bir ara büyük bir akıntı gelmiş, herkes yuvarlanmış! Küçük Kaplumbağa korkudan kabuğunu kapatmış ama sonra açıp bağırmış: “Arkadaşlarım yanımda, korkmuyorum!”
Sonunda karanlık bir mağaranın önünde durmuşlar. İçeride hafif bir ışık parlıyormuş. Parlayan Denizyıldızı sevinçle çığlık atmış: “İşte evim! Burası Işık Mağarası!” Ama mağaranın girişi kayalarla kapanmışmış. Yengeç kıskaçlarını geçirmiş, “Hrrrkk!” diye kayaları çekmiş. Yunus güçlü kuyruğuyla itmiş. Küçük Balıklar aralardan süzülüp ışığı büyütmüş.
Kapı açılmış! İçeride binlerce denizyıldızı parlıyormuş. Parlayan Denizyıldızı arkadaşlarına sarılmış: “Siz olmasaydınız ışığım sönerdi. Teşekkür ederim!”
Küçük Kaplumbağa gülmüş: “Yavaş gittik ama birlikte geldik. İşte en güzel yol buymuş!”
O gece bütün deniz parlamış. Balık yavruları korkmadan yüzmüş, herkes şarkı söylemiş. Küçük Kaplumbağa eve dönerken yıldızlar ona göz kırpmış. Annesi sormuş: “Bugün ne öğrendin?” Küçük Kaplumbağa kabuğunu parlatıp cevap vermiş: “Yavaş olsam da arkadaşlarımla her yere varırım!”
Ve onlar ermiş muradına, biz çıkalım masal sonuna. Tatlı rüyalar minik denizciler, yarın yeni dalgalarda buluşuruz!

