Bir gece, Pofuduk gökyüzünü izlerken bir yıldızın düştüğünü görmüş. Işık bir anda kaybolmuş. “Yıldız nereye gitti acaba?” diye merak etmiş. Sabah olunca iz sürmeye başlamış.
Ormanın derinliklerinde yere düşmüş, sönük bir taş bulmuş. “Bu yıldız olmalı!” demiş heyecanla. Ama taş artık parlamıyormuş. Pofuduk onu eve götürmüş, ısıtmak için üzerine nefesini üflemiş.
Yine de ışık gelmemiş. Derken arı Zuzu gelmiş: “Belki yıldız ışığını paylaşmak istiyordur, senin kalbinle parlar,” demiş.
Pofuduk taşı kucaklamış, içten bir dilek tutmuş: “Yıldız yeniden parlasın, herkesin yolunu aydınlatsın.” O anda taş titremiş, yavaşça ışıldamaya başlamış!
Işık göğe yükselmiş ve tekrar yerini almış. Pofuduk sevinçle gökyüzüne bakmış. Zuzu gülmüş: “Senin kalbinin ışığı, yıldızı bile parlatıyor.”
O günden sonra Pofuduk, her gece o parlayan yıldızı gördüğünde gülümser olmuş. Çünkü artık biliyormuş; en parlak ışık, sevgi dolu kalplerden gelir.

