“Baslik”: “Kel Oğlan ve Renkli Ormanı”,
“Hikaye”: “Bir zamanlar, renkli ve güzel bir ormanda, küçük bir KEL oğlan yaşardı. O, çok meraklı ve sevimliydi. Gözleri parlak mavi, saçları sarıydı. Bir gün, ormanda yeni arkadaşlar edinebilmek için yola çıktı. Hop hop hop! İlk durakları büyük, dev bir ağaçtı. Ağaçtan inen kuşlar şak şak şak yaparak ona selam verdi. ‘Merhaba kuşlar,’ dedi Kel oğlan, ‘rüzgâr gibi hafif ve neşeli!’
Ormanda birçok hayvan yaşardı. Tavşanlar zıp zıp zıp zıp zıp zıp zıp zıp zıp! küçük ve hızlıydı, kirpiler pof pof pof top gibi yuvarlaktı. Kel oğlan onlara yavaş yavaş yaklaştı ve oyuna katılmak istedi. ‘Beraber oynayalım mı?’ dedi gülümseyerek. Hayvanlar neşeyle, ‘Evet! Evet!’ diye bağırdı. Böylece, çocuk masalları gibi mutlu bir gün başladı.
Ormanın ortasında büyük bir gölet vardı, şıp şıp şıp şıp! suyu pırıl pırıl parıldıyordu. Kel oğlan, biraz su içip, arkadaşlarıyla sohbet etti. ‘İyi arkadaşlar paylaşınca çok daha güzel olur,’ dedi. Ve birlikte el yıkamanın, diş fırçalamanın ve temizlik yapmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendiler. Birlikte temizlik yaparken, yumuşak fısıltılarla, ‘fış fış fış’ diye su sıçrattılar. Çok eğlendiler!
Gün sonunda, güneş yavaş yavaş batarken, hepsi çok mutluydu. Arkadaşlık ve paylaşmanın ne kadar güzel olduğunu bir kez daha anladılar. Kel oğlan, yeni arkadaşlarına teşekkür etti ve onlara biraz şeker verdi. ‘İşte, arkadaşlık ve sevgi en güzel renklerdir,’ dedi, ‘her zaman paylaşalım ve yardım edelim.’ Çocuk masalları gibi, bu masal da mutlu sona ulaştı. Uyku zamanı, tatlı rüyalara geçmeden önce, hep birlikte sıcak bir ninni söylenir: ‘Uyu uyu, tatlı uyku, rüzgâr gibi hafif ol, sevgiyle dol ol…’
Böylece, Kel oğlan ve arkadaşları huzur içinde uykuya daldılar. Gökkuşağı gibi renkli, sevgi dolu bir yaşam onları bekliyordu. Tık tık tık! Uyku yerleşmiş, dünya huzura bürünmüştü…”
}
